23 Ocak 2016 Cumartesi

KARDEŞLİKTİR İSLÂM


  Dünya da pek çok din ve bu dinlere mensup milyonlarca insan var.
2,2 milyar Hristiyan , 1,6 milyar Müslüman , 1 milyar Hindu, 500 bin Budist , 14 milyon Yahudi...
Çeşitli yerel dinleri saymadım.
58 milyon Jainizm , Sihizm, Şintoizm, Taoizm, Tenrikyo, Zerdüştlük dinlerine inanıyor.
1,1 milyar ise dinsiz dünya nüfusunun.
  Dine bağlanmak bir dinin mensubu olmak insani bir gereksinim, her birey dünyayı, hayatı, varoluşu sorguluyor ve etnik kökenine yaşadığı çevreye belkide en önemlisi sahip olduğu aileye bağlı olarak görüşleri şekilleniyor ve ruhunu, yaşam tarzını etkileyecek bir dine mensup oluyor ya da mensup olmamayı tercih ediyor. Sözüm ona her ne kadar çevresel baskılar ,hani mahalle baskısı dediğimiz türden, bu tercihi etkileyecek olsada insanın vicdanını kimse susturamıyor ve belkide kimseye söyleyemese de kendine yakın hissettiği dini yaşıyor insanlar sadece kendi içinde bile olsa..Madem bu tamamen vicdani bir tercihtir, insanlar neden bir diğer dine karşı baskıcı ve şiddet taraftarı tutumlar sergiler?bazen hiçbir sebep yokken bazen bazı sebepler arkasında, dinlere mensup bireyler diğerlerini baskılamaya çalışmış tarih boyunca.Günümüzde hala devam eden örnekleride mevcut.
 Son zamanlarda Avrupa Devletleri'nde baş gösteren islamafobi gitgide sertleşmeye ve müslüman kitleyi zor durumlara sokmaya başladı. İntihar saldırılarının İslam adına yapıldığı düşüncesi arkasında başka sebepler var mıdır bu herkesin algısına kalmış ancak bilinmesi gereken şu ki İslam sevgi, barış, hoşgörü, adalet, merhamet, iyilik temellerine dayalı bir dindir, Onu gerçekten tanıtamadığımız için belki de bu türlü kötü olayların arkasından haksız yere kirletilmekte.
Her dinin mensupları kendi dinini başkalarına anlatır,kendisi için doğru kabul ettiklerini aktarır fakat bizim dimizin bir gereğidir İslamı anlatmak ,islama davet etmek, 'İyiliği emredip, kötülükten sakındırmak'. Ama bu asla Müslüman olmayanları katletmek demek değildir, cihad günümüzde kendi canına da kıyarak masum insanları öldürmek şeklinde mi anlaşılıyor? Değil muhakkak, tüm bu olayların arkasından yeniden sulh ortamının sağlanması, bir mozaik olarak güven ve hoşgörü içinde yaşayabilmek dileğiyle....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder